Pir Mehmed
Ondokuzuncu asrın ikinci yansında yetişen Alevi – Bektaşî âşıklarındandır. Eskişehir’de Seyyid Gazi tekkesi postnişini idi. Eskişehirli Pir Mehmet’ in iki nefesini «Bektaşîliğin iç yüzü» adlı eserden naklen dercediyoruz:
-1-
Gelin ey gaziler yola gidelim
Ululardan ulu yol Allah Allah
Muhammed Ali’ye niyaz edelim
Gerçekler demine Hû Allah Allah
Dedem Hasan Hüseyn imamlar şâhı
Zeynelâbidin de imamlar mâhı
Muhammed Bakır da cemâlin şahı
Balkıya balkıya nur Allah Allah
Mezhebim İmam-ı Ca’fer-üs-Sâdık
Kâzım Mûsâ Rıza yâreme tabib
Ona nazar kıldı Muhammed Habib
Derdimin dermânıdır Allah Allah
Şah Takî Nakî’dir bu yolu açan
Hasen-ül-Askerî müşküller seçen
Muhammed Mehdî’den bir dolu içen
Pirlerin kalbinde Şah Allah Allah
PİR MEHMED’im kendi hâlinde gezer
Sultan Şücâ’ dedem eylemiş nazar
Âşıklar medhini okuyub yazar
Pirimin cemâli nur Allah Allah
Kaynak: ERGUN Sadettin Nüzhet, Bektaşî Şairleri, Devlet Matbaası, İstanbul, 1930
-2 –
Gönül yine bir hayâle uğradı
Senin aşkın beni mecnun eyledi
Aşk eseri ciğerciğim dağladı
Senin aşkın beni mecnun eyledi
Muhammed Mustafa Hayder Ali’sin
Seyyid Battal Gazi sultan velisin
Sun elinden içem kudret dolusun
Senin aşkın beni mecnun eyledi
İmam Hasan şefaatin kânıdır
Müminlerin can evinde cânıdır
Şâh Hüseyin mürüvvetin kânıdır
Senin aşkın beni mecnun eyledi
Zeynelabâ Bakır zuhûr eyledi
Ca’fer Sâdık aşk deryâsın boyladı
Kâzım Musâ Rızâ niyâz eyledi
Senin aşkın beni mecnun eyledi
Takı ile Nakî derdler dermânı
Asker’i sevmeyenin yok îmânı
PİR MEHMED Mehdi-i sâhib zamânı
Senin aşkın beni mecnun eyledi
Kaynak: ERGUN Sadettin Nüzhet, Bektaşî Şairleri, Devlet Matbaası, İstanbul, 1930
-3-
Kalmışsın bir kış içinde
Gam gönlünü yaz edersin
Elin yoktur iş içinde
Karanlıkta göz edersin
Kış kaydını görmemişsin
Gonca gülü dermemişsin
Dört kapıya ermemişsin
Gelmiş burda söz edersin
Ne var bilin mi belinde
Çok çeneler var dilinde
Altın gümüş yok elinde // Sim ü zer* yoktur elinde// şeklinde de geçmektedir.
Dükkan önün toz edersin
Bağlandığın yeri bilmen
Cambazsın dükkana gelmen
Alırsın kıymetin bilmen
Kumaşımı bez edersin
Ağzın dolu hep kıyl-ü kal
Kalbinde yoktur hiç bir hâl
Soran bize bin yıllık yol
Bel ardından naz edersin
Mağripten atanı bilmen
Meşrikten tutanı bilmen
Cana can katanı bilmen
Beri gelir iz edersin
PİR MEHMED’im der buyursam
Karşında iplik eğirsem
Gizli sırları duyursam
Değildir der göz edersin
Kaynak: ALBAYRAK Hüseyin & Ali Rıza, Böyle Buyurdu Âşık (Albüm), 2013
http://siirdefteri.com
-4-
Sabahtan uğradım bir mah güzele
Göz üstünden göze bakmak güzeldir
Güzelin buyruğu başım üstüne
Güzel ile yola gitmek güzeldir
Güzel ağlar güzel güler naz ile
Güzel söyler güzel dinler söz ile
Güzel bahar gelir güzel yaz ile
Güzel ile gül toplamak güzeldir
Güzel ile güzel gezmeli imiş
Güzel ile bade süzmeli imiş
Güzel okuy’p güzel yazmalı imiş
Güzelin lebinden tatmak güzeldir
Güzel gezer güzel ili obayı
Güzel giyer güzel şalı abayı
Güzel doğar güzel muharrem ayı
Güzel tutup güzel görmek güzeldir
Pîr Mehmed’im güzellerden söz ara
Güzelleri güzellerden süz ara
Yalınız koymayın beni mezara
Güzel gelip güzel gitmek güzeldir
Kaynak: http://siir.alternatifim.com/
-5-
Yolcu idim yola düştüm
Yollarım Ali çağırır
Bülbül oldum güle düştüm
Güllerim Ali çağırır
Bulutlayın göğe ağdım
Yağmurlayın yere yağdım
Gözümden çok yaşlar döktüm
Sellerim Ali çağırır
Çok zaman toprakta yattım
Türlü çiçek olup bittim
Arılayın çok bal ettim
Ballarım Ali çağırır
Bu hana mihman gelmişim
Gâh ağlayıp gâh gülmüşüm
Bahri ummana dalmışım
Göllerim Ali çağırır
PİR MEHMED’im aşka düştü
Aşk dalgası hadden aştı
Virdimize Ali düştü
Dillerim Ali çağırır
Gül yüzlü sultanım nemden incindin
Söz katar araya eldir efendim
Ben kulumun haki payına geldim
Aradan noktayı kaldır efendim
Hayal mayal gelir dostun sefası
Budur aşıkların sultanı hası
Maşuğun aşığa cevri cefası
Böyle cevreyleme öldür efendim
Pir Mehmed’im ilmin zatin bilenler
Hayran olur dost cemalin görenler
Kusur mu gözetir sultan olanlar
Bazı kusur işler eldir efendim
Eğer farklı biri değil ise Pir Mehmede ait farklı bir deyiş 🙂