Şah İsmaili Safevi (Şah Hatayi)
Kadınlarınızı okutunuz, kadınları okumayan millet yükselemez.
Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli
(1487-1524) İran’da Safevi İmparatorluğu’nun kurucusu olan büyük Türk hükümdarı ve şairidir. 1 yaşındayken babası Şeyh Haydar öldürüldü. Şeyh Haydar, dayısı Uzun Hasan’ın kızı Halime Beğim’le evliydi. Onun için, Şah İsmail, ana tarafından Akkoyunlu İmparatoru Uzun Şah İsmail Safevi Hasan’ın torunudur. Bu bakımdan, Safevî ailesi ırk ve dil bakımından Türk’tür. 37 yaşında Hakka yürüdü. Erdebil’de gömülüdür. Yerine büyük oğlu Şah Tahmasb geçti. 24 Mayıs tarihinde Hakk’a yürüdüğü söylenmektedir ancak bunun resmi bir kaynağı mevcut değildir.
1
Aman hey erenler mürüvvet sizden
Öksüzem garibem amana geldim
Şu benim halime merhamet eyle
Ağlaya ağlaya meydana geldim
Şahın bahçesinde ben garip bülbül
Efkarım artmakta halim pek müşkül
Koparmadım asla kokladım bir gül
Gafil oldum ise imana geldim
Gönül şahinini saldım havaya
Akıl sefinesin vermişim zaya
Yüzüm süregeldim men hak-i paya
Server Muhammed’e Selman’a geldim
Muhammed Ali’nin kullarındanım
Al-i aba nesl-i Haydarındanım
İmam-ı Ca’fer’in mezhebindenim
Derdimend HATAYİ dermana geldim
(-Bazı kaynaklarda Pir Sultan olarak geçmektedir.)
2
Menim pirim Şah-ı Merdan Ali’dir
Sefiller carına yetenden meded
Şahadet parmağıyla bab-ı Hayberi
Hışm ile koparıp atandan meded
Onlar girer zahir batın donuna
Kuduretten hun karıştı ününe
Resul’ün önünde arslan donunda
Habibin uğrunda yatandan meded
Onlar idi zahir batın derilden
Bin bilirsen bir haber al bilirden
Yetmiş kere öldürüp de dirilden
Resul’ün destini tutandan meded
Cimcim’in haberin gergerden alan
Kul olup özünü pazara salan
Beşikte ejderha üstüne varan
Ağır yük bedeni çatandan meded
ŞAH HATAYİ’m müşkülümü kandıran
Bir bakışla devi yere bandıran
Üçyüz yıldan sonra nişan bildiren
Selman’a nergisi sunandan meded
3
Bugün mâtem günü geldi
Âh Hüseyn ü vâh Hüseyin
Senin derdin bağrım deldi
Âh Hüseyn ü vâh Hüseyin
Kerbelâ’nın önü yazı
Yüreğimden çıkmaz sızı
Yezîdler mi kırdı sizi
Âh Hüseyn ü vâh Hüseyin
Bizimle gelenler gelsün
Serini meydana koysun
Hüseyn ile şehid olsun
Âh Hüseyn ü vâh Hüseyin
Kerbelâ’nın yazıları
Şehid düştü gâzîleri
Fatma ana kuzuları
Âh Hüseyn ü vâh Hüseyin
Esti deli poyraz esti
Kâfir Mervân bizi bastı
Hüseyn’in başını kesti
Âh Hüseyn ü vâh Hüseyin
Kerbelâ’nın önü düzdür
Geceler bana gündüzdür
Şah Kerbelâ’da yalnızdır
Âh Hüseyn ü vâh Hüseyin
Gökte yıldız paralandı
Şehribân ana karalandı
İmâm Hüseyn yaralandı
Âh Hüseyn ü vâh Hüseyin
İmâm Hüseyn attan düştü
Kâfir gelüb kanın içti
Atı Medîne’ye kaçtı
Âh Hüseyn ü vâh Hüseyin
Bir su verin ma’sum cana
Yezîd içti kana kana
Fatma ana yana yana
Âh Hüseyn ü vâh Hüseyin
Kerbelâ’da biter yonca
Boyu uzun beli ince
ŞAH HATAYİ’m kasârınca
Âh Hüseyn ü vâh Hüseyin
(KAYNAK: Sadeddin Nüzhet Ergun,Şah İsmaili Safevi Hayatı-Deyişleri,1946,sf.110)
4
Erenler cemine her can giremez
Edep ile erkan yol olmayınca
Her kamberim diyen kamber olamaz
Şahın kanberine kul olmayınca
Arama uzakta vardır yakını
Gerçek olan talip bulur hakkını
Yüklemezler sana yolun yükünü
Bükülü kametin dal olmayınca
ŞAH HATAYİ m eder bu sırrı beyan
Kamil midir cahil sözüne uyan
Bir baştan ağlamak ömüre ziyan
İki baştan muhip yar olmayınca
5
Ezel bahar olmayınca
Kırmızı gül bitmez imiş
Kırmızı gül bitmeyince
Dertli bülbül ötmez imiş
Bülbül havastır ötmeye
Sarılıp güle yatmaya
Bahçevan gülün satmaya
Gül kadrini bilmez imiş
Bahçevan satma bu gülü
Haramdır parası pulu
Ağlatma sefil bülbülü
Gözyaşını silmez imiş
Bülbül güle hayran olur
Hayran olur seyran olur
Bazı insan hayvan olur
Hayvan adem olmaz imiş
Can HATAYİ’m ölmeyince
Tenim turap olmayınca
Dost dosttan ayrılmayınca
Dost kadrini bilmez imiş
6
Sofi Mezhebimin Nesin Sorarsın
Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
Gözlüye Gizli Yok Ya Sen Ne Dersin
Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
Eğnimize Kırmızılar Giyeriz
Halimizce Her Manadan Duyarız
Katarda İmam Cafer’e Uyarız
Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
Her Kimin Ki Çerağını Hak Yakar
Mümin Olanları Katara Çeker
Aslımız On İki İmama Çıkar
Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
Biz Tüccar Değiliz Alıp Satmayız
Erkan Gözetiriz Yoldan Sapmayız
Gönlümüz Ganidir Kibir Tutmayız
Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
Muhammed Ali’dir Kırkların Başı
Uralım Yezid’e Laneti Taşı
Hünkar Hacı Bektaş Veli’dir Eşi
Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
Baharda Açılır Gonca Gülümüz
Ol Dergaha Doğru Gider Yolumuz
On İki İmam İsmin Okur Dilimiz
Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
ŞAH HATAYİ’m Eydür Muhammed Ali
Onlardan Öğrendik Erkanı Yolu
Ali Muhammed’dir Muhammed Ali
Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
7
Muhammed Ali’nin Aldım Elini
Hak Deyip Tuttuğum Elden Ayrılmam
On İki İmamın Tuttum Yolunu
Hak Deyip Tuttuğum Yoldan Ayrılmam
Mürşidin Nefesi Hak Nefesidir
Mürşid Sözün Tutmayanlar Asidir
Mürşidin Rızası Hak Rızasıdır
Hak Deyip Tuttuğum Yoldan Ayrılmam
Mürşidin Gittiği Veli Yoludur
Gitme Dediğine Gitmemelidir
Zahir Batın Muhammed Ve Ali’dir
Hak Deyip Tuttuğum Yoldan Ayrılmam
Hak Erenler Bir Araya Derilse
Cümle Aşıklara Nasip Verilse
Aşikare Hak Gözüyle Görülse
Hak Deyip Tuttuğum Yoldan Ayrılmam
ŞAH HATAYİ’m Hak Bil Tuttuğum Eli
Zahirde Batında Hak Gördü Seni
Gerçek Erenlerden Aldım Haberi
Hak Deyip Tuttuğum Yoldan Ayrılmam
8
Muhammed Ali’yi Candan Sevenler
Yorulup Yollarda Kalmaz İnşallah
İmam Hasan’ın Yüzün Görenler
Hüseyin’den Mahrum Olmaz İnşallah
İmam Zeynel’den Bir Dolu İçtim
İmam Bakır’da Kaynayıp Coştum
İmam Cafer’e Vardım Ulaştım
Bundan Özge Yola Sapmaz İnşallah
İmam Musa’dan Gelen Erenler
Can Baş Feda Edip Cemler Görenler
İmam Rıza’ya Zehir Verenler
Divanda Şefaat Bulmaz İnşallah
Bir Gün Olur Okuturlar Defteri
Şah Oğlunun Belindedir Teberi
Uyanırsa Taki Naki Askeri
Açılan Gülümüz Solmaz İnşallah
HATAYİ der bu iş bizi bitire
Özünü Kata Gör Ulu Katara
Mehdi Şevki Bu Cihanı Tutar
Şah Oğluna Sitem Olmaz İnşallah
9
Hü diyelim gerçeklerin demine
Gerçeklerin demi nurdan sayılır
On iki imam katarına uyanlar
Muhammed ali’ye yardan sayılır
Üç gün imiş şu dünyanın safası
Safasından artık olur cefası
Gerçek erenlerin nutku nefesi
Biri kırktır kırkı birden sayılır
İhlas ile gelen bu yoldan dönmez
Dost olan dostuna ikilik sanmaz
Eri hak görmeyen hakk’ı görmez
Gözü bakar amma körden sayılır
Gerçek aşık menzilinde durursa
Çerağ gibi yanıp yağı erirse
Eksikliği kendisinde bulunursa
O da erdir yine erden sayılır
ŞAH HATAYİM eder Bağdad’dır vatan
İkilikten geçip birliğe yeten
Erenler yanında kıl ü kal tutan
Yolu dikenlidir hardan sayılır
10
Çok şükür minnet hüdaya
Dost yüzünü gördük bugün
Kurtulduk kal u beladan
Şad olup da güldük bugün
Dost dostun kus’runa kalmaz
Muhabbetin elden salmaz
Solmuş gülden koku gelmez
Dost gülünü derdik bugün
Bu ceme girmesin eğri
Yüreğimden çıkmaz ağrı
Gönderdik sılaya doğru
Gönül kuşun saldık bugün
ŞAH HATAYİ’m şaha düştük
Gam yükün menzile saçtık
Dost elinden dolu içtik
Mesti hayran olduk bugün
11
Serseri Girme Meydana
Aşık, Senden Yol İsterler
Kallaş İle Oturmadın
İman Ehli Kul İsterler
Bu Yola Giren Oturmaz
Hak Söze Hile Katılmaz
Bunda Hiç Hile Satılmaz
Cevherinden Pul İsterler
Bir Kılı Bin Pare Eder
Bu Yolu İhtiyar Eder
Şah’ım Bir Yol Kurmuş Gider
Yol İçinde Yol İsterler
Şah Hatayi Der Neylersin
Her Müşkili Hal Eylersin
Ansın Çiçek Derersin
Yarın Senden Gül İsterler
12
Serime Bir Sevda Geldi
Muhammed Ali’den Beri
Yandı Vücudum Kül Oldu
Ta Kalubeli’den Beri
Ali’nin Fatma Kanber’i
Hırka Tutunur Önleri
Severim On İk’imam’ları
Atası Pirimden Beri
Hasan’la Hüseyin’i Sevdim
İkrarım Onlara Verdim
Kafirleri Bütün Kırdım
Halil-Ür-Rahman’dan Beri
Zeynelabidin Yolları
Açılır Gonca Gülleri
Bakır İmamlar Serveri
Severim Soyundan Beri
Muhammed Dünyaya Geldi
Şu Alem Nur İle Doldu
Hacem İmam Cafer Oldu
Okuram Kur’an’dan Beri
Musahibim Musa Kazım
Rıza’ya Bağlıdır Özüm
Kolumda Şahinim Bazım
Beslerim Zamandan Beri
Taki’den Etek Tutmuşam
Naki Sırrına Yetmişem
Askeri’den Mey İçmişem
Sarhoşum Zamandan Beri
İkrarım Bendi Boşandı
İndi Türaba Döşendi
Mehdi’den Kılıç Kuşandı
Bilirem Zamandan Beri
ŞAH HATAYİ’m Hakk’a Yalvar
Sevdiğim Ali’dir Server
Sorarlarsa Bizi Erler
Gelirem Divandan Beri
12
Gaibden delil göründün
Dedem hoşgeldin hoşgeldin
Bizi sevip sevindirdi
Dedem hoşgeldin hoşgeldin
İki can idik birleştik
Muhabbet kapısın açtık
Şükür didara eriştik
Dedem hoşgeldin hoşgeldin
Üstümüze yol uğrattın
Gevher aldın gevher sattın
Erliğini ispat ettin
Dedem hoşgeldin hoşgeldin
Bir ağaçta güller biter
Dalında bülbüller öter
Şahıma bergüzar gider
Dedem hoşgeldin hoşgeldin
Böyle ŞAH HATAYİ’m böyle
Pirim destur versin söyle
Şaha benden niyaz eyle
Dedem hoşgeldin hoşgeldin
(KAYNAK: Sadeddin Nüzhet Ergun,Şah İsmaili Safevi Hayatı-Deyişleri,1946,sf.109)
14
Şu âleme bir nûr doğdu
Muhammed doğduğu gece
Yeşil kandilden nûr indi
Muhammed doğduğu gece
Muhammed anadan düştü
Kâfirler aklı şaştı
Bin kilise yere geçti
Muhammed doğduğu gece
Anda göbeği kesildi
Gözüne sürme çekildi
İsmi Muhammed okundu
Muhammed doğduğu gece
Ağlayan uşak avındı
Doğuran ana sevindi
Kâfirler îmâna geldi
Muhammed doğduğu gece
Hûri kızları geldiler
Muhammed dinin sordular
Nurdan kundağa sardılar
Muhammed doğduğu gece
Muhammed kalktı oturdu
Ali hizmetin yetürdü
Yer gök salavât getürdü
Muhammed doğduğu gece
Melekler hâzır hepisi
Doldu Muhammed tapusu
Açıldı cennet kapusu
Muhammed doğduğu gece
ŞAH HATAYİ’m der dervişler
Sağ olsun cümle kardeşler
Secdeye indi ağaçlar
Muhammed doğduğu gece
(KAYNAK: Sadeddin Nüzhet Ergun,Şah İsmaili Safevi Hayatı-Deyişleri,1946,sf.98)
15
Gel Ali’m yola gidelim
Ali’m kendi yolu ile
Açlar doyar susuz kanar
Leblerinin balı ile
Ali’m bana neler etti
Aldı elim dâra çekti
Üstüme yürüyüş etti
Elindeki dolu ile
İçilmez dolu içilmez
Sevgili dosttan geçilmez
İkisi birdir seçilmez
Has bağçenin gülü ile
Aşı urur devrân döner
Kuş budağa bir dem konar
Doldurmuş dolusun sunar
Ali’m kendi eli ile
Erenler lokması nurdur
Lokmaya elini sundur
ŞAH HATAYİ’m doğru yoldur
Ali’m kendi yolu ile
(KAYNAK: Sadeddin Nüzhet Ergun,Şah İsmaili Safevi Hayatı-Deyişleri,1946,sf.100)
16
Bir nefescik söyliyeyim
Dinlemezsen neyleyeyim
Aşk deryâsın boylayayım
Ummâna dalmağa geldim
Aşk harmanında savruldum
Hem elendim hem yuğruldum
Kazana girdim kavruldum
Meydâna yenmeğe geldim
Ben Hakk’la oldum âşinâ
Kalmadı gönlümde nesne
Pervâneyem âteşine
Şem’ine yanmağa geldim
Ben Hakk’ın kemter kuluyam
Kem damarlardan berîyem
Ayn-ı cemin bülbülüyem
Meydâna ötmeğe geldim
ŞAH HATAYİ’dir özümde
Hiç hilâf yoktur sözümde
Eksiklik kendi özümde
Dârına durmağa geldim
(KAYNAK: Sadeddin Nüzhet Ergun,Şah İsmaili Safevi Hayatı-Deyişleri,1946,sf.108)
17
Serime bir sevda geldi
Muhammed Ali’den beru
Yandı vücûdum kül oldu
Tâ Kalûbelîden beru
Ali’nin Fatma Kanber’i
Hırka tutunur önleri
Severim on iki imâmı
Atası pîrimden beru
Hasen’le Hüseyn’i sevdim
İkrârım anlara verdim
Kâfirlerin bütün kırdım
Halîl’ür-Rahmân’dan beru
Zeynelâbidin yolları
Açılur gonca gülleri
Bâkır imâmlar serveri
Severim soyundan beru
Muhammed dünyâya geldi
Şu âlem nûr ile doldu
Hâcem İmam-ı Câfer’i
Okuram Kur’an’dan beru
Musâhibim Mûsâ Kâzım
Rızâ’ya bağlıdır özüm
Kolumda şâhinim bazım
Beslerim zamandan beru
Takî’den etek tutmuşam
Nakî sırrına yetmişem
Askerî’den mey içmişem
Sarhoşam zamandan beru
İkrârın bendi boşandı
İndi türâba döşendi
Mehdî’den kılıç kuşandı
Bilürem zamandan beru
Şah Hatâyî’m Hakk’a yalvar
Sevdiğim Ali’dir server
Sorarlarsa bizi erler
Gelürem dîvandan beru
(KAYNAK:http://www.zulfikaralevibektasi.com/)
18
Gazîler bu yola riyâla girmen
Yarın anda kıl köprüler kurulur
Hakk kadıdır Muhammed şefâatçi
Cümle mahlûk gelüb onda derilür
Cennet cehennemde mevcuddur ânlar
Od ile türâbdan biçilür donlar
Rehberi emrinde olmayan cânlar
Yüzü dönmüş cehenneme sürülür
Gördüm deyen göze miller çekerler
Ayakaltına kızgın saç dökerler
Münkir olanları od’a yakarlar
Mü’minin günâhı bunda sorulur
Her halîfe sancağın çeker gelür
Özün tanıyanlar mürşîdin bulur
Yol gözedir hûri kızları alur
Varır onda obasına derilür
Yol oğlundan bağçenizi sakınman
Yen yedirin yemişiniz koruman
Musâhibsiz yedi adım yürümen
Musâhibi olmayan anda yorulur
Şah Hatâyî tâ ezelden ahdlıdır
Yol oğlu yol yıksa hem günâhlıdır
İkrâr ehli olan cennet ehlidir
İnkâr olanın günâhı sorulur
(KAYNAK:http://www.zulfikaralevibektasi.com/)
Şah Hatayi deyişlerini elimden geldiği kadar orjinal haliyle paylaşmaya çalıştım. Ne yazık ki çoğu kaynakta deyişler farklı ve başka âşıklara mâl eldilmiş. Eğer bir hata tespit ettiyseniz iletişimden mesaj atabilirsiniz.