İmameddin Seyyid Nesimi

İncinsen de, incitme. İnsan dilinin arkasında gizlidir.
Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli


ÖNEMLİ NOT: Seyyid Nesimi ile Kul Nesimi deyişlerinin bu sayfada karışık olarak verildiğini düşünüyor olup, detaylı araştırma sonrası Kul Nesimi için ayrı bir sayfa oluşturacağız. Bu konuda affınıza sığınıp, yardımlarınızı bekliyoruz.


İmameddin Seyyid Nesimi, Alevi-Bektaşi kültürünün yedi ulu aşıklarından birisi olarak bilinir. XIV. yüzyılın sonları ile XV. yüzyılın başlarında yaşamış bir Türk Hakk âşığıdır. Seyyit Nesimi’nin yaşamıyla ilgili birçok kaynak vardır. Bu kaynaklar Nesimi’yi çeşitli yerlerde göstermektedirler. Latifi Tezkiresi onu “Bağdat’ta Nesim nahivesi’nde tevellüt etmiştir.”1 diye vermektedir. Yine bir başka kaynak ise ‘Irak halkındandır” demektedir. Tebrizlidir, Diyarbakırlıdır, Nusaybinlidir gibi notlar bulunmaktadır. Bu nedenle Nesimi’nin nerede doğduğu kesin olmadığı gibi, doğum tarihi konusunda da bir kayıt yoktur.

Seyyit Nesimi sıradan bir ozan olmayıp, kendisini yetiştirmiş, hatta kendisinden önce gelen bütün ozan ve bilginleri incelemiştir. Hurufi düşüncesini Alevilik düşüncesiniıı içerisinde eriterek, bu felsefeye çok şeyler kazandırmıştır.

Nesimi hem Mevlana’yı, Yunus’u okumuş hem de onların şiirlerinde geçen Hallacı Mansur’a büyük bir hayranlık duymuştur. Hallac gibi “Enel Hak” demekten çekinmemiştir.

Yunus ve Mevlana’da var olan bilinci belleğine kazımış, bu fikirleri şiirlerinin derinliklerinde eritmesini bilmiştir. Dilde Türkçeyi kullanmış olmasına karşın Fars Edebiyatı tarzını da sürdürmüş, çoğu kez bu edebiyatın etkisinde kalmaktan kendisini kurtaramamıştır. Nesimi tüm edebi yapıtları okuyup inceler, yorumlarken kuranı yorumlayıp, reformist bir görüş ortaya atmıştır. O yüzden de kendisini “zındık” ilan etmekten çekinmeyenler onun aleyhinde propagandalar yaymış sultana şikayet etmişlerdir. Bu yüzden Nesimi zaman zaman halkın arasında saklanma gereksinimi duymuştur. Nesimi, diğer üstatlar gibi tanrının insanın içinde olduğunu, insanın tanrıyla bütünlük gösterdiğini kuran ayetlerine dayanarak ispatlamıştır. Kuranı körlemesine yorumlamanın, körlemesine okumanın yararı olamayacağını, onun bilinçli ve yorumsal bir tavırla okunması gerektiğini sık sık söylemiştir.Nesimi’nin ölüm tarihi olarak 1404 kayda alınmıştır.Tekkesi ve türbesi derisinin yüzüldüğü yerdedir. Ölüm sonrası sevenleri onu öğretileriyle yaşattılar. Tekkesinde binlerce NESİMİ yetişti.

Kaynak:GÜLAĞ ÖZ (Turna Dergisi)-Kısaltılmıştır.

MUHABBET
Nesimi’nin ölümüne fetva veren şahıs demiş ki;
Bu o kadar melun biridir ki, onun kanı nereye değse, orayı kesip atmak gerekir. Tesadüfen Nesimi Sultan’ın kanından bir damla bu fetvayı veren şahsın parmağına sıçrar.
Orada bulunanlar ondan parmağının kesilmesini isterler.
O ise; Ben onu sözün gelişi söylemiştim der.
Bunu gören Nesimi al kan içinde;

“Zahidin bir parmağın kessen dönüp hakdan kaçar,
Gör bu gerçek aşıkı sarpa soyarlar ağrımaz”

Diyerek hakka yürür…

DEYİŞLERİ

1
Bugün pazar-ı aşktır muhtaç olan candan geçer
Aşığı Sadık olanlar lebbi gülabdan geçer
Düşmüşüm cem hanesine ben ağlarım zar-ı zar
Aşka düşen merdaneler hırkayla tacdan geçer

Bir imrahi görse eğer ol sinemin dağını
Ötüşür şeyda bülbüller görse hüsnün bağının
Yüz yaşında ruhban görse gerdanının ağını
İncili suya bırakır vaz gelir hacdan geçer

Şahinin salsa pençesin aniden kaftan kapar
Dilber abitlik eyleme zahitler yoldan sapar
Tutmuşam müjgan okuna garip sinemi siper
Temrahın kahrı zehirdir yedi kat sacdan geçer

Ey NESİMİ methederim yedi dillerde seni
Yedi iklim car köşede gurbet ellerde seni
Hacılar hacca giderken çölde görseler seni
Hayran olur mat kalırlar vaz gelir hacdan geçer

2
Hâr içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabi Farisi bilmem, dile minnet eylemem
Sırat-i müstakim üzre gözetirim rahimi
iblisin talim ettiği yola minnet eylemem

Bir acaip derde düştüm herkes gider kârına
Bugün buldum bugün yerim, Hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren Huda’dır kula minnet eylemem

Ey NESİMİ, can NESİMİ ol gani mihman iken
Yarın şefaatlarım ahmed-i muhtar iken
Cümlenin rızkını veren ol gani settar iken
Yeryüzünün halifesi hükümdara minnet eylemem

3

Elif Allah dost eyleyen
Meylide güzel yar güzel yar
Aşıklarıda mest eyleyen
Huyuda güzel yar güzel yar

Vefanın nehrinden misin
Muhabbet bahrinden misin
Medine şehrinden misin
Şehride güzel yar güzel yar

Dostumun elinden misin
Kırmızı gülünden misin
Muhabbet telinden misin
Telide güzel yar güzel yar

Su gibi çağlayıp akma
Sevgili canana bakma
Aşığın gönlünü yıkma
Gönlüde güzel yar güzel yar

NESİMİ nin gönlüde yaslı
Dört yanı dumanlıda puslu
Muhammed Ali ninde nesli
Neslide güzel yar güzel yar

4
Şem’a düşen pervaneler
Gelsin bir hoşça yanalım
Aşka düşen divaneler
Gelsin bir hoşça yanalım

Varın söylen şol bülbüle
Neden aşık olmuş güle
Ermek istersen o kül’e
Gelsin bir hoşça yanalım

Yanmaktır bizim kârımız
Harcedelim hep varımız
Pervaneler yarenimiz
Gelsin bir hoşça yanalım

Nesimi döğünsün taşlar
Akıtalım gözden yaşlar
Hak tariktir hey kardaşlar
Gelsin bir hoşça yanalım

5

En-el Hak
Daim Enel Hak söylerem Haktan çü Mansur olmuşam
Kimdir beni berdar eden, bu şehre meşhur olmuşam

Kıble’siyem sadıkların,mâşukıyem âşıkların
Mansuru’yem lâyıkların, çün Beyt-i Mâmur olmuşam

Musa benem kim(ki) Hakkile daim münacat eylerem
Günlüm tecelli turudur, anın için Tur olmuşam

Erdim kaşın Mi’racınakim(ki) Kâb-ı Kavseyn oldürür
Vuslat şebinde gör beni, ser tâ kadem nur olmuşam

Bezm-i ezelde içmişemvahdet meyinin cür’asın
Şol cür’adan kim(ki) tâ ebed sermest ü mahmur olmuşam

Ey mihr yüzün Vedduha, Velleyl imiş saçın kara
Lâlin bana darüşşifa oldur ki rencur olmuşam

Her ne yana döner yüzümyâri görür anda gözüm
Çün bu gamımdan gam yedim şâdan ü mesrur olmuşam

Ol şahid-i gaybi benem kim(ki) kâinatın ayniyem
Ol Nutk-u Rabbani benem ki dilde mezkûr olmuşam

Çün on sekiz bin âlemeoldu vücudum ayine
Ol Suret-i Rahman benem kim(ki) halka mestur olmuşam

Ol gizli gencin sırrıyem kim(ki) zâhir oldu âleme
Ol gevherem kim gün gibi âlemde meşhur olmuşam

Çün ben Nesimî gevherem, gencim size faş eylerem
Ben bir deli divaneyem, gör kim(ki) ne mâmur olmuşam

Günümüz Türkçesiyle

Hallac-ı Mansur gibi daima en-el Hak söylemekteyim
Bu dünyada herkes beni böyle biliyor beni asacak olan kimdir?

Sadık olanların kıblesiyim, Âşık (seven) olanların maşukuyum(sevilen)
Hakk’a layık olanların Mansur’uyum, Meleklerin secde kıldığı makam benim.

Musa gibi Hakk ile daima görüşmekte, dilek dilemekte ve yakarmaktayım.
Musa’ya Tur-u Sina’da görünen Rab, benim gönlümdedir. Onun için Tur olan benim.

Madde âleminden çıkıpmanaya eriştiğim, Hak ile Hak olup
Ona kavuştuğum gün beni baştan ayağa nurolmuş göreceksiniz

Elest bezminde, ruhlar âleminde birlik meyinden bir yudum içtim (ikrar verip bir kararda durdum).
“Varlığın birliği” inancıyla sonsuza kadar bu gerçeği görerek yaşamaktayım

Ey, yüzün güneş, saçın kuşluk vakti alaca karanlığı gibi
İncinmiş ve hasta olan gönlüme susman ve konuşmaman şifadır.

Her ne tarafa yönümü dönsem gözüm Hakk’ı görmektedir
Gamım kederim kalmadı, sevinçli ve muradıma erdim mutluyum

Gaybın şahidi, manayı bilen benim ki kâinatın, evrenin aynısıyım
Dilde zikrolunan, anılan Rab’ın nutku, Allah’ın kelamı benim söylediklerimdir.

Vücudum on sekiz bin âlemin aynası oldu
Hakk’ın görünen sureti benim ve Hak bende gizlendi, sır oldu.

Görünmeyen Hakk’ın sırrı bende âleme göründü
Ol cevher, Hak bendedir ki güneş gibi âlemde bilinmekteyim.

Zira Hakk’ın tecelli ettiği Nesimî benim ve bendeki Hakk’ın sırrını açıklıyorum
Ben bir deli divaneyim, ama görün ki bende neler var.

Çü: Gibi.
Berdar: Asılmış, darağacına çekilmiş.
Mâşuk: Sevilen, âşık olunan.
Çün: Zira, çünkü, mademki.
Beyt-i mâmur: Meleklerin kıblesi. Göklerde meleklerin tavaf ettikleri yer, makam.
Münacat: Yakarma, dilekte bulunma.
Tecelli: Ortaya çıkma, görünme.
Tur: Musa Peygamberin Rab ile konuştuğu dağın adı.
Kab-ı kavseyn: Mi’râc da “Kâb-ı Kavseyn” denen, beşeriyetin tümüyle yok olma durumunda, âdeta bir yayın iki ucu, hatta daha da ötesi, “ev edna” tabiriyle ifade edilen makamda, Rab ile karşılaşma, buluşma.
Vuslat: Erişmek, kavuşmak. Tasavvufta; Hakk’a ulaşmak.
Şeb: Gece.
Ser ta kadem: Baştan ayağa kadar.
Bezm-i ezel: Varlığın-Hakk’ın ilk toplantısı. “…bütün ruhlar orada birbirlerine şahit tutuldular.”
Cür’a: Yudum.
Sermest-ü mahmur: Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan, durgun ve baygın bakışlı. Bâtıni anlamı: Gerçeği, Hakk’ı görmek; kendinden geçmek.
Mihr: Güneş
Vedduha velleyl: Kuşluk vakti karanlığı ile, âlemi kaplayan gece.
Lâl: Dilsiz, dili tutulmuş, susmuş.
Darüşşifa: Sağlık hizmeti verilen, hastaların yatarak tedavi oldukları kurum.
Rencur: İncinmiş, sıkıntılı, rahatsız, dertli, hasta.
Şâdan-ü mesrur: Sevinçli, memnun, sevinmiş muradına ermiş.
Şahid-i Gaybi: Gaybin şahidi, öte âlemi-mana âlemini bilen.
Nutk-u Rabbani:Rabb’ın, Allah’ın nutku, Allah’ın kelamı.
Dil: Gönül
Mezkûr: Anılan, sözü geçen, zikredilen, zikrolunan.
Suret-i Rahman: Zahiri: Hak, Âdem’i rahman suretinde yarattı. Alevi-Bektaşi-Kızılbaş inancına göre: Âdem-İnsan, Allah’ın/Hakk’ın görünen suretidir.
Mestur: Örtülü, kapalı, gizli.
Genc: Hazine.
Gizli genç: Gizli hazine. Tanrı, Rab, Allah.
Faş: Açıklama
Mâmur: İmar edilmiş, işlenmiş.
(KAYNAK:Serçeşme Dergisi, Dertli Divani-Deyişlerin Dili)

6
Merhaba Hoş Geldin Ey Ruh-İ Revanım, Merhaba
Ey Şeker Leb Dil-Ber-İ Şirin Zebanım, Merhaba

Çün Lebün Cem-İ Cem Oldu Nefha-İ Ruhu-l Kudüs
Ey Cemilüm Ve’y Cemalim Bahrü Kanum Merhaba

Ey Melek Suretli Dilber, Can Fedadır Yoluna
Lahmine Lahmi’ Dedün Çün, Kanı Kanum Merhaba

Geldi Yarim Naz İle Sordu: Nesimi Nicesen
Merhaba Hoş Geldin Ey Ruhi Revanım Merhaba

Bu sayfa hakkındaki yorumlar:

Celal Karabulut, 19.12.2016, 20:00:
“Yeryüzünün halifesi hükümdara minnet eylemem” mısrası tamamen Nesimi’nin kendi zamanında ki mevcut hükümet ve halifeye başkaldırı ifadesidir. Burada ki yerginin hedefi Hz Adem veya Hz İnsan değildir. Nesimi’nin öğretisinde İnsan değerlidir ve secdeyi hak eden bir varlıktır. Fakat buna rağmen “kula kulluk” prensibine Nesimi karşı çıkar. Bu çelişki gibi gözükebilir fakat değildir. Nesimi öğretisinde secde “kulluk” ifadesi olarak zikredilmez. Secde “saygı” belirtisi olarak ifade edilir. İki taraf eğer ki bir birine secde ediyorsa yani saygı gösteriyorsa bu “kula kulluk” değil Allah!ın yarattığı cemalullaha saygıdır. Örnek verecek olursak; Celal Ahmet’e saygı duyuyor ve Ahmet’te CeLal’e saygı duymakta. İşte bu durum Nesimi öğretisinde Secdeyi ifade eder. Fakat Celal Ahmet’e saygı duyduğu halde Ahmet Celal’in bu saygısından istifade etmeye çalışıyor ve onu hor görüyorsa veya kendi işinde çalıştırıyorsa bu durum “kula kulluk, kibir” mahiyetine girer ve bu “Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem” sözünün söylenme nedenini açıklar vaziyettedir. Kendini İslam Halifesi diye lanse etmiş olan yalancı guruh ve insanları kendilerine hizmet ettirmeye çalışan hükümdar, padişah, kral, vali vb. zümre Nesimi’nin gözünde değersizdir ve onlar Hz İnsan değil “İnsan suretinde bir hayvan” olarak nitelenir. Burada tüm hükümdar, halife, kral, vali hicvedilmemektedir. Hz Davut, Hz Süleyman, Zülkarneyn vb. kral ve liderler saygıyı haketmektedir. Çünkü onlar ellerindeki tüm gücü yeryüzünde barışı, adaleti ve hakkı yaymak için kullanmışlar ve elde ettikleri güçlerden dolayı kibre bulaşmamışlardır. onlar bu eleştiriden beridir vesselam.

Sofi, 12.12.2016, 22:06:
Nesimi Aaerbaycan sairidir, Shamahida dogmusdur, qazellerine baksaniz Azerice oldugunu anlayacaksiniz, neden hep azerbaycan sairlerini Gencede dogulmus Nizamiyi, Azeri sairi Fizuliyi ve de Nesimiyi bashaka millet yapiyorsunuz, arashtirmadan yazmayin!

yarsuad, 10.02.2016, 14:12:

‘BİR’
Allah bir,kitap bir, can birdir
Muhammed Nebi,Şahı Alidir
Hünkar Bektaş,Nesimi Can, Pirdir
Tenler Ayrı,ayrı; Ruhlar birdir bir

Din birdir, yorum; Farklı farklı
Siyaset dünyası ,kerbela çarklı
Türkü, Arabı ,Kürdü,Alman ırklı
Tenler ayrı ayrı ;Ruhlar birdirbir

Ruha değer veren, inanç kalayı
Fikirler kılıçlaşır; bileyi, bileyi
murat imar ise; Kalu belayı
Tenler ayrı ayrı,Ruhlar birdir bir

sorsalar; ‘Nesimi kimdir’ diye acize?
‘öz menem’ gerkemez ki,, bir mucize
Aliyem, Ahmedem,İsayam,musa-i pakize
Tenler ayrı ayrı ;Ruhlar birdir bir

yarsuadım, Can; Cüz-i ilahiyedir
insan ayaklı kuran,cüz-i ruh-iye dir
Hayır şer deikleri cilve-i ilahiyedir
Tenler ayrı ayrı; Ruhlar, birdir bir

Ahmet, 07.02.2016, 04:28:
Yeryüzünün halifesi hükümdara minnet eyleme ..misrasinin tam olarak ne anlama gelmektedir.yer yuzunun halifesi bazi kaynaklarda hz.Adem olarak belirtiliyoken bazilarinda insanoglu deniliyor.Egerki hz.Adem ise bu misra ne anlam tasiyor.Nesimi enteresan bir alim ve bakis acisi cok farkli yazdiklari degisik anlamlara cekilebiliyor.iyi arastirmak ve tartismak gerekir.Ayrica o ses Turkiye yarismasinda surekli bu parcanin sık sık calinmasinin da bir anlami olmus olabilir mi neye dikkat cekinmek isteniyor.

kahraman, 06.02.2016, 16:45:
Nesimi ile ilgili bilgi az degilmi baska siir veya sozleri yokmudur.

Fahri Agamehmedov, 27.01.2016, 00:55:
Kardeşler sizler ne diyorsunuz.Nesimi Azerbaycanim Şamahi şehrinde doğmuştur aslen de Azerbaycan türküdür.iyi araşdırmanız lazım.

Hasan , 07.01.2016, 17:47:
Seyid Nesimi ye yorum yapmak ! Yüce Hakk onun vasıtasiyle bize seslenmiş.Her bir sözü benim için birer Kur an daki surelerle eş değerdir.Onun için Seyid Nesimiyi yorumlamak benim için oldukça zordur..

Aydın Vatansever, 13.11.2015, 12:39:
Öncelikle Nesimi Sultan tektir. Suan türbesi Antep ilçesinin bir köyündedir. Uydurma olanla da bir alakası yoktur. Benim cevap vermek istedigim Ali Zorlu canın söylediğine. Kâinatın sırrı Hz. Ali’ dedir. Bunu Peygamber Efendimiz ” Ben ilmin şehri isem Ali’ de kapısıdır.” diyerek belirtmiştir. Ayrıca bütün kaynaklarda yazıldığı üzere Miraç’ta Peygamber Efendimize Allah Hz.Ali’nin sesiyle seslenmiştir. Gelelim senin dediğin konuya. Her insan Allahın kendisidir. Görünüş farklı fakat öz aynıdır. İnsan şekli topraktan verilmiştir ama içindeki ruh Allah’ın kendi nurudur. İslam dini yayılmaya başladığında peygamber efendimiz dahil tüm müslümanlara işkence edilmiştir. Hz. Hamza ve Hz. Ali bu durum karşısında savaşmak istede peygamber efendimiz istememiştir. Ta ki Allahtan peygamber efendimize Savaşın denilinceye kadar. Bedir savaşı, Uhud savaşı, Hendek savaşı Allahın emriyle peygamber efendimizin önderliğinde yapılmıştır. Hayber kalesinde bile yahudilere karşı savaşırken kimse kale kapısını açamaz. Peygamberimiz” yarın öyle birini göndereceğim ki o kapıyı açacak” der ve Hz.Ali ‘ ye zıhrını vererek onu gönderir. Her zaman Hz. Ali ye söylediği ” kiminle karşı karşıya gelirsen gel öldürme önce onu uyar, islama davet et. Eğer hala seni öldürmek istiyorsa o zaman Allah’in emrini uygula” demiştir. Bir başka örnek Hz . Hüseyin kerbelada oklandıktan sonra yere düştüğünde yezidin askerlerinden biri gelir kılıcını saplamak için Hz . Hüseyin ” Dur sen bunu yapıp Allah katında günaha girme, sen benim katilim değilsin, dedem bana katilimin isminin şimir olduğunu ve dişlerinin ağzından çıkık olduğunu söyledi ” der bunun üzerine Ya Huseyin ne haldesin hala bizi düşünüyorsun, ben senin dinine ve imanina inandim senin yaninda Allah icin ölmek haktır deyip kerbelada şehit olmuştur. Yani bunların hepsi Allah’ın emriyle olmuştur. Peygamberimiz Allah emriyle savaşmıştır.Zulfikar Hz.Ali’ye peygamber efendimiz tarafından verilmistir. Zulfirkarla öldürmüş canlari derken , hangi candan bahsediyorsun? Uhudda peygamberimizi yaralayanlari mi ? Yoksa onun ayaklarnin altındaki derileri kesip dizlerinin üzerinde yürütenleri mi? Sivastaki yobazlarla Hz.Ali ben kiyaslamam zatende bu şekilde saçmalamaninda anlami yok. Sivastaki yobazlar Allahu ekber diyerek Allahu ekber diyenleri öldürmüştür. Konuyu kendimize göre yorumlamamk en mantıklı olanı. Bunun bir çok örneği mevcuttur. Senin örneklerin kendi örneklerindir. Bunun yaşananlarla uzaktan yakinda alakası yoktur.

İsmail yigitli, 16.10.2015, 20:33:
Ben sunniyim sizi anlamak cok zor biz sunniler gibi aranizda cok tefrika var bence alevilikte sunnilikte yanlis degildir eksiktir saygilarima yasim 27 konyaliyim yazdigim isim face ismim soy adim özyiğit

Seyfi, 05.10.2015, 23:19:
Kul nesimi diye bir şair tamamen uydurmadır. Sadettin Nuzhet tarafından varsayımla yola çıkılarak uydurulmuştur. Bu sebebten dolayı Nesimi mahlaslı şiirlerin çoğunun Seyyid Nesimiye ait olduğunu bilmek gerek. Zira Seyyid Nesiminin birçok divanı vardır. Arapça-Farsça ve Türkçe şiirleri mevcuttur. 3 dile hakim olmasına rağmen “arapça ve farsçayı bilmem dile minnet eylemem” sözünü söyleyerek ters mantık yürütmüştür.

Alevilerin 2 bilinen nesimisi vardır.
1) Seyyid Nesimi (Derisi Yüzülen Pir)
2) Nesimi Çimen (Sivas Katliamında Madımak Otelinde Yanan Ozan)
Kul Nesimi diye birisi hiçbir tarihi belgede yoktur. Araştırmacı Sadettin Nuzhetin uydurmasıdır.

deniz, 19.07.2015, 16:46:
İnsanları sınıflandirmayi sevmeyen sünni biri olarak sesler farklida olsa söyleyen farklida olsa sözünün hakikatina bakar ve alırım.istifade ettim.özellikle mihnet eylemek şiirini çok begendim.herkese ezberletmek lazim

Ali zorlu 22.04.2015 , 22.04.2015, 13:48:
“Ali Şahtır.Ali Allahtır.” Diyorsunuz ,diyorlar. Ne ala ki,Allah,kılıçla kelle kesendir. Allah fakire şükretmeyi,zengine daha çok vermeyi bahşetmiştir.Ali, allahu ekber diyerek zülfükarla kopardı canların kellelerini. Madımak otelini ateşe vererek 37 cana kıyanlar da allahu ekber diyerek kıydılar canlara. Her iki taraf ta cana kıymışlardır.Aralarındaki farkı ben göremedim.Farkı bilen varsa lütfen aydınlatsın. Benzer örnekleri çoğaltmak mümkündür.

sakine, 28.12.2014, 22:39:
Ulu ozanlari ölümsüzleştirmek , gençlerimize tanitip inancimizi kuvvetlendirmek ve gelecek nesillere aktarmak adına vermiş olduğunuz emekten dolayı teşekkür ediyorum.

Celal, 28.08.2014, 16:35:
Kul Nesimi diye bir şairin varlığı muallakta. İlk defa iki Nesiminin varolduğunu Sadettin Nuzhet iddia etmiştir. Sadettin Nuzhet bu kanıya şiirlerde ki farklı usluplardan yola çıkmıştır. Bu nedenle ikinci Nesimiye Kul Nesimi demiştir. Halbuki Sadettin Nuzhetin bu iddiasından önce Alevi Edebiyatında tek bir Nesimi vardır. Derisi yüzülen Seyyid Nesimi. Kul Nesimi adında farklı bir şairin olup olmadığı belli olmadığından dolayı tüm şiirlerin Seyyid Nesimiye ait olduğunu varsaymak gerek. Çünkü bu deyiş ve şiirler Seyyid Nesimi Azerice Divanında yer alır.

Ezgi AŞKAROĞLU, 18.01.2014, 22:26:
merhaba ben ezgi seyyid nesimi deyişleri çok güzeldi bugün okudum çok hoşuma gitti.Emekleriniz için çok teşekkür ederim ben bir orta okul öğrencisiyim.MERSİNDEN EZGİ.GÜL GİBİ KALIN

tarık, 16.01.2014, 01:04:
nesimi ozan degıldır nesımı lamekandır yanı mekansızdır. hak şerbetını ıçmiş hakla dılleşmiş o olmuştur ali şah bın bır dondan baş gostermiş o zamanda nesımı olmuş evliya beyıtlerıne şiir denmez evliyanın şahı alidır aliden aldıgı hak nefeslerı halka aktarmiştır.evliyaya ozan denırse tutunacak dalımız kalmaz. neden evlıyalar aliye cagırır çunku o şahtır o allahın kendısıdır. evlıyaların beyıotlerınde bunu gorebılırsınız. ama pirlere ozan dersenız varlıgın, yoklugun ,aşkın,batının zahırın ,kaınatın sahıbı şahımerdanı goremezsinız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir